Erkekler kadın cinayetlerine karşı “teyakkuzda”
KADINLAR cinayete ve şiddete karşı seslerini duyurmak için sokaklarda, meydanlarda, sosyal medyada, okul kampüslerinde ve aklınıza gelebilecek her yerde haklarını arıyor. Bazen yüksek sesle bağırarak, bazen şarkı söyleyerek, bazen de susarak tepkilerini gösterirler. Görünmek, dikkat çekmek, farkındalık yaratmak istiyorlar. Baskı görmek, engellenmek, dövülmek istemezler. Ölmek istemiyorlar, ölmek istemiyorlar. Tüm çaba sadece yaşamaktır.
Bu bir film şakası değil, bir kamu hizmeti duyurusu da değil. Gerçek bu. Yıl 2024; 10 ayda 400'e yakın kadın öldürüldü. Öldürüldü. Sürdürülebilirlik, yeşil ya da mavi dünya adına ne söylesek, ne yazsak, ne övsek ayıp geliyor.
Çoğunluğu erkek olan iş dünyası liderleri, sürdürülebilir bütçelerini ve altın yıllık bilançolarını birbiri ardına açıklasa ne olurdu? İnsanlığın vazgeçilmez iki unsuru vardır; insan cinayete kurban giderken kendini fark edebilmek için “ne var bana” diyebildikçe…
class = “medyanet-inline-adv”>
Bu sorunun cevabını arayan 40 kanaat önderi, 2018 yılında Yanındayız Derneği'ni kurdu. Amaç kadın hakları için erkekleri sahaya çıkarmaktı. Türkiye'de erkek feminist hareketinin öncüsü olan Yanındayız, halen bu alandaki tek dernektir.
Geçtiğimiz günlerde Yanındayız Derneği Başkanı Selen Tamam Akçalı'dan bir mesaj aldım. “Erkekler kadın cinayetlerini protesto etmek ve dikkat çekmek için 'Nöbetteyiz' adlı eyleme imza atacak. Mesajda, “Kadına yönelik şiddetle mücadelede sorumluluklarını dile getirecekler ve 2024 yılında cinayette kaybettiğimiz kadınlarımızı anarak farkındalık yaratacaklar” denildi.
Şişli Belediyesi ile birlikte gerçekleştirilecek “Nöbetteyiz” eyleminin mekânı İstanbul Maçka'daki Sanatçılar Parkı'dır.
Hemen Akçalı'yı aradım. 'Bana bununla ilgili bir şeyler söyleyebilir misin?' dedim. Şu bilgileri verdi:
HER İNSAN BİR İSİM OKUYACAK
“Görevimizin başındayız, aslında kayda değer eylemlerimizden biri ama 2019’dan bu yana yapamadık. Kadına yönelik şiddet vakası olduğunda kadınlar hep sokağa çıkıyor. Her zaman yürüyoruz. Konu yalnızca cinayetler değil; İklim protestolarında ve doğa katledildiğinde sokaklarda her zaman kadınlar var. Sokaklarda erkek görmüyoruz. Nöbetteyiz'de erkekler sokakta olacak. Bir araya gelecekler. Arka planda kadın cinayetlerine ilişkin verilerin kaydırılacağı bir ekran yer alacak. Kadın Cinayetlerini Durduracağız platformuyla işbirliği yapıyoruz. 10 ayda 400 isim öldürüldü. Her erkek üyemiz bir kadın mağdurun adını okuyacak. Açıklamayı üyelerimizden Bülent Gürcan da okuyacak. Ve sessiz bir anıyla bitireceğiz.”
class = “medyanet-inline-adv”>
25 Kasım'daki nöbete kimler gelecek? Akçalı, “Tüm erkek üyelerimizin gelmesini bekliyoruz” dedi. Dernek üye listesine baktım.
Ahmet Güçlü, Agah Uğur, Bekir Ağırdır, Faruk Eczacıbaşı, Cüneyt Yavuz, Orhan Turan, Yılmaz Yılmaz, Erden Timur, Mehmet Nane, Ömer Aras gibi iş dünyasının önde gelen yönetici ve liderleri hemen dikkatimi çekti.
Binlerce kişiye istihdam sağlayan, milyonlarca kişilik ekosistemlere yön veren bu isimlerin Nöbetteyiz gibi eylemlerde yer alması çok önemli. Aynı zamanda dikkat çekiyor. Ama artık daha ileri gitmek gerekiyor.
Nasıl ki iklim krizine yönelik taahhütlerde bulunulursa, bu isimlerin de dokundukları ekosistemde kadınları güvende tutacak sistemler oluşturmayı düşünmeleri gerekiyor. Örneğin kendini güvende hissetmeyen bir kadın, bu şirketlerde çalışan kendisine yakın biriyle iletişime geçebilirse güven ortamına dahil edilebilir. Bu bir rüya mı yoksa çok mu zor? Bence hayır.
class = “medyanet-inline-adv”>
Selen Okay Akçalı da aynı fikirde: “Üyelerimizi seçerken iyice araştırıyoruz ve ardından 'Seni seçtik, üye olur musun?' diye teklif yapıyoruz. Komisyon uzun süre araştırır ve ardından mektup yazılır. Her üyemizi işe alırken bir manifesto imzalatıyoruz. Aslında kendi başına bir çaba sarf ediyor. Ancak buna şirketi veya yönettiği ekosistem dahil değil. “Böyle bir güven çemberi her yapıda yaratılabilir.”
Selen Ok, Akçalı
KOZA KAZANANLARI BELİRTİLDİ
Hazır giyim sektörünün önemli projelerinden biri de Koza Genç Moda Tasarımcıları yarışmasıdır. İstanbul Giyim ve Hazır Giyim İhracatçıları Birliği (İHKİB) tarafından genç tasarımcıların moda dünyasıyla tanışması amacıyla bu yıl 32. kez düzenlendi. Raffles Otel'de dün gece muhteşemdi. Gençler büyük iş başardı. Gecede TİM Başkanı Mustafa Gültepe, İHKİB Başkan Yardımcısı Mustafa Paşahan ve Koza Jüri Başkanı Nejdet Ayaydın gibi sektörün önemli isimleri hazır bulundu.
class = “medyanet-inline-adv”>
Muhteşem bir konuşma yapan TİM Başkanı Mustafa Gültepe, genç finalistlere şunları söyledi: “Hepiniz sektöre katkı sağlayacaksınız. Öncelikle bir şirkette başlayın. Bu coğrafyada çalışın. Böylece markanızı oluşturursunuz ve kendinizi dünyaya açarsınız. Şu anda 100 ülkede 3 bine yakın Türk hazır giyim markasının kendi mağazası bulunuyor” dedi.
Belma Özdemir ve Nihan rehberliğinde yarışmaya hazırlanan Ahmet Can Güçlü, Ece Zikkuş, Gülnihal Uluçay, Lamia Duran, Levent Tirki, Mehmet Melih Sevinç, Selçuk Durdu, Sude Keskin, Taha Erdem Ömeroğlu ve Umut Kaya'dan oluşan 10 finalist. Peker koleksiyonlarını sergiledi bir defilede.
Gösterinin ardından düzenlenen ödül töreninde Sude Keskin, “De Pulchritudo” koleksiyonuyla birincilik ödülüne layık görüldü. Umut Kaya “Duecentoventidue” koleksiyonuyla ikincilik ödülüne layık görülürken, Ahmet Can Güçlü “Love Me Like This” koleksiyonuyla üçüncülük ödülüne layık görüldü. Bahar Korçan, Hakan Yıldırım, Arzu Kaprol gibi tasarımcıların da bu yarışmadan çekildiğini göz önünde bulundurarak kendilerine başarılar diliyoruz. Yarışmanın birincisine 150 bin TL, ikincisine 100 bin TL, üçüncüsüne ise 75 bin TL ödül verildi. Gençler bakanlığın desteğiyle yurt dışında eğitime ve Türkiye'de İngilizce öğretimine katılabilecek.
class = “medyanet-inline-adv”>
GENÇ DANSÇILAR İÇİN AVRUPA FIRSATI
Bu projeyi sevdim. Çünkü gençler sanatın her alanında zorluk yaşıyor. URBAN Care Genç Yetenek Platformu (UYTP), Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) iş birliğiyle genç dansçıları Avrupa'nın prestijli okullarına eğitime gönderdi. Geçtiğimiz günlerde Türkiye'ye dönen gençler, yaşadıklarını akranlarına anlattı. “Dansta Fırsat Eşitliği” hedefiyle 45 genç dansçıya büyük bir kariyer fırsatı yaratıldı. Urban Care, projeye Türkiye'nin dört bir yanından klasik dans, modern-çağdaş dans ve sokak dansı kategorilerinde eğitim almak isteyen gençleri dahil etti. Proje devam edecek. İzlemeye değer.