Dünyaya adaptasyonda annenin dokunması ve şefkatli ses tonu etkili oluyor – SAĞLIK
İstanbul Atlas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ergoterapi Bölümü'nden Dr., insanların anne karnından başlayarak doğumdan sonra dünyayı yapılandırmak ve anlamlandırmak için duyu organlarını kullandığını söyledi. Öğretmen Şüheda Özkan, özellikle yaşamın ilk yıllarında anne ve ona bakan kişilerle temasın önemine dikkat çekti. Çocuğun beslenme ve temizlik gibi temel ihtiyaçları karşılansa bile, çocuk oyun, fiziksel temas veya sevgi dolu bir ses tonu olmadığında büyüme başarısızlığı sendromu yaşar, dedi ki: “İlk dönemde duyusal dokunuş ihtiyacını yani ilk 6 ayda yaşamın çok önemli olduğunu, “Dünyaya uyum sağlamada duyularımızla, annemizin ya da bize değer verenlerin sesiyle düzene girmek bir ihtiyaç. daha önemli” dedi. Özkan, ihmal edilen çocukların gelişimlerinde gecikmeler yaşayabileceğini söyledi.İstanbul Atlas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ergoterapi Bölümü tarafından düzenlenen 1. Ergoterapi Sempozyumu, İstanbul Atlas Üniversitesi “Erken Müdahale” temasıyla gerçekleştirildi. Ergoterapi Bölüm Başkanı Doç. Prof., Ralph A. DeFronzo Oditoryumu'nda düzenlenen sempozyumun açılış konuşmasını yaptı. Aybüke Ersin, sempozyumun temasını belirledikleri erken müdahalenin ergoterapide temel önem taşıdığını belirterek, şöyle konuştu: “Sadece 0-2 yaş dönemini değil, sağlığı da etkileyen bir durum. ve çocukların kalitesi”. çocukluk, gençlik ve yetişkinlik hayatı. Sağlıklı ve kaliteli bir toplum yaratmak da oldukça önemli bir süreçtir. Dolayısıyla sloganımız olan kelebek etkisi ile de örtüşüyor” dedi. İstanbul Atlas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ergoterapi Bölümü'nden Doç. Öğretmen Şüheda Özkan, “Hayatın ilk yılları: kritik dönem” başlıklı sunumunda dijitalleşen dünyada duyusal yoksunluğun çocuk gelişimi üzerindeki etkilerine dikkat çekti.Duyuları güçlendirmek önemliİnsanın anne karnından başlayarak doğumdan sonra dünyayı yapılandırmak ve anlamlandırmak için duyu organlarını kullandığını belirten Dr. Öğretim Üyesi Şüheda Özkan, “Dünyayı aktif olarak katılarak, ellerimizle ve dilimizle keşfederek, iletişim kurarak yapılandırıyoruz. birbirleriyle. Bu nedenle dijitalleşme dünyasında bunu her zamankinden daha fazla geliştirmeli ve savunmalıyız. Duyusal yoksulluk üzerine yapılan deneylere baktığımızda yetimhanelere bırakılan çocuklarda görülüyor. Çocuklara dokunulmadığında, fiziksel temas olmadığında veya bakıcılarından şefkatli bir ses gelmediğinde, çocuklar oynamadığında beslenme, temizlik gibi fiziksel ihtiyaçları karşılansa bile fiziksel büyüme eksikliği sendromu görülür. Zamanla bu çocukların ne yazık ki hayatlarını kaybettiği görülüyor. Bu nedenle yaşamın ilk döneminde yani ilk 6 ayda duyusal dokunma ihtiyacı oldukça önemlidir. “Dünyaya uyum sağlamada duyularımızla, annemizin ya da bakıcımızın sesiyle düzenlenmek en önemli ihtiyaçtır” dedi.İhmal edilen çocukların gelişimi gecikiyorİhmal edilen çocuklarla ilgili 1960'lı yıllarda yapılan çalışmalara değinen Dr. Öğr. Üyesi Şüheda Özkan, şunları söyledi: “Sağlıklı gelişim gösteren ve bakıcılarıyla güvenli bağ kuran çocuklardan bir grup, diğer grup ise yetimhaneye bırakılan çocuklarla kıyaslanıyor ve steril bakım aldı. Sensorimotor korteks gelişimindeki bozulma nedeniyle bu çocukların motor becerilerinde, çevreyi keşfetme davranışlarında ve oyuna katılımda bazı sorunlar yaşadıkları tespit edilmiştir. “Hayatın erken dönemlerinde ortaya çıkan duyusal yoksunluk, yetişkinlikte bağlama uygun davranışlarımızda da sapmalara neden olabilir” dedi.Erken dönemde ekran maruziyetinden kaçınılmalıdırDr., birçok bilimsel yayında ekran maruziyetinin faktör olarak birçok çalışmada yer aldığını söyledi. Öğretim Üyesi Şüheda Özkan şunları söyledi: “Şu anda mama sandalyeleri ve bebek arabalarında tablet ve telefonların konulabileceği bölmeler var. Çocuklarımız buna ihtiyaçları olduğunun farkında değiller. Bunu onlara verelim. Yani her ne kadar Amerikan Pediatri Birliği 0-2 yaş arasında ekran kullanımının yasaklanması, 3-5 yaş arasında ise bir saate kadar ekran kullanımının yasaklanması gibi sınırlamalar getirse de çocuklarla etkileşime giren uzmanlar, kullanıldıktan sonra bile bunu biliyorlar. buna göre ekran kaydırmayı durdurmamız çok zor. Çocuklarda bu öz kontrol yoktur. Dolayısıyla teknolojik gelişmelere paralel olarak kısıtlayıcı etik ve yasal çerçeveleri ne kadar hızlı geliştirebilirsek çocukları o kadar kurtarabiliriz” dedi.Orta düzeyde stres öğrenmede önemli bir rol oynarSınırlı ve kontrollü stresin beyin gelişimine olumlu katkısı olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Şüheda Özkan, şunları söyledi: “Stres regülasyonu gelişmediğinde ve aralarındaki bağlantı nedeniyle çocuk yaşamının ilk yıllarında uzun süreli strese maruz kaldığında Daha yüksek zihinsel işlevler, duygusal düzenleme, çalışma belleği ve muhakeme gibi alanlarla: Beyinde stres olduğunda beynin bu bölümleriyle iletişim kesintiye uğrar ve çocuklarda bazı yeteneklerin gelişiminde sorunlar yaşanmasına neden olur.” aksamalar görüyoruz. Orta düzeyde stres öğrenmemiz için çok önemlidir. Orta derecede stres bizi uyanık tutar ve öğrenmemizi güçlendirir. Beyin hayattaki öğrenmesini öngörülemeyenleri tahmin edilebilir olanlara özümseyerek gerçekleştirir. “Korktuğumuz şey kronik stres ve bunu telafi edecek yeterli bağlantıların olmamasıdır” dedi.Uzmanlar üç oturumda sunum yaptıÜç oturumdan oluşan sempozyumun ilk oturumunda oturum başkanlarını Doç. Dr. Barış Yılmaz ve Doç. Moderatörlüğünü Zeynep Bahadır, Prof. Dr. Hülya Kayıhan “Geçmişten günümüze ergoterapi süreçleri”, uzman fizyoterapist Ayşe Palabıyık ise “0-12 ay arası çocuklarda motor gelişim evrelerinde gözlenen riskler” sunumları yaptı. Oturumda Prof. Dr. Ümit Uğurlu ve Doç. Meslek Terapisti Furkan Cangi, “Erken Çocuklukta Müdahalenin Gelişimi”, Meslek Uzmanı Tuba Demir ise şunları söyledi: “Nörogelişimsel bozukluğu olan çocuklarda erken gebelik” “Müdahale” başlıklı konuşmaları Üye Çağıl Ertürk, Doktor Üyesi Ahmet Emir yaptı. meslek uzmanı Nur Tuba Cangi, “Risk altındaki çocuklara zenginleştirilmiş çevresel müdahale: bir olgu sunumu”, Dr. Fzt. Aymen Balıkçı “Çevre temelli zenginleştirilmiş bir erken müdahale yaklaşımı: HEP”, uzman. Dr. Veysi Ülgen “21. “21. Yüzyılda Çocuk Olmak” başlıklı sunumlarıyla katkıda bulundu. Sempozyum kapsamında Uzman Ergoterapist Kadriye Yağmurcu Topaloğlu “Duyusal Yolculuk” konulu bir seminer gerçekleştirdi. Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
—–Sponsorlu Bağlantılar—–
—–Sponsorlu Bağlantılar—–
—–Sponsorlu Bağlantılar—–