Eurostat’ın açıkladığı nispeten olumlu tablo üzerine gözler Avrupa Merkez Bankası’nın faiz kararına çevrildi.
Avrupa İstatistik Ofisi’nin (Eurostat) son verileri euro bölgesinde enflasyonun yavaşladığına işaret ediyor. Bu durum, Avrupa Merkez Bankası’nın (AMB) faiz artırımına devam etmesi yönündeki baskıyı hafifletiyor.
Eurostat’ın ön tahminlerine göre, temmuz ayında yıllık tüketici fiyatları yüzde 5,3 oranında arttı. Bu oran haziran ayında yüzde 5,5 olarak gerçekleşmişti.
AMB’nin yakından izlediği gıda ve enerji fiyatlarının hariç tutulduğu fiyat artışları ise yüzde 5,5 olarak aynı kaldı.
Bununla birlikte, hizmet enflasyonu hazirana göre yüzde 5,4’ten yüzde 5,6’a yükseldi. Bu durum, hizmet maliyetlerinin büyük ölçüde ücretlerden kaynaklanması ve yapışkan eğiliminde olması nedeniyle potansiyel bir endişe kaynağına işaret ediyor.
AMB ne yapacak?
Bir yıl içinde tarihi artışın yaşandığı enflasyonla mücadele edebilmek için 20 yıldan fazladır eksilerde tuttuğu faiz oranlarını yükselten AMB ve politika yapıcılar, şimdi fiyat artışını yeniden yüzde 2’lik bir patikaya oturtmak için yeterince çaba gösterip göstermediklerini değerlendiriyor.
Gelen veriler politika yapıcıları zıt yönlere çekiyor. Nispeten olumlu verilerin AMB’nin faiz arttırımı konusundaki ikilemini değiştirmeyeceği sanılıyor.
Ancak piyasalar, eylül ayında olmasa da, bir kere daha AMB’nin faiz oranlarında artışa giderek yüzde 4’e yükseltmesini bekliyor.
Ücret baskısı
Nispeten olumlu verilere rağmen, fiyat artışlarının altında yatan baskının hala çok güçlü ve işgücü piyasasının olağandışı şekilde sıkı olması, çalışanların pazarlık gücü sürdüğü sürece ücret baskısının devam edeceğini gösteriyor.
Bu durum yüksek enflasyonu kalıcı hale getirebilir. Piyasalar da fiyat artışının önümüzdeki yıllarda da yüzde 2’nin üzerinde kalacağını düşünüyor.
Bu da enflasyon oranını yüzde 3’e inmesinin kolay olacağına, ancak dezenflasyonun son aşamasının oldukça zor geçeceğine işaret ediyor.
Fiyat baskısı hafifleyecek
Öte yandan ekonomik büyüme durgunlaşıyor, yatırım düşüyor ve bütüne bakıldığında tüketimin yatay seyri, ekonomi zarar gördükçe fiyat baskısının hafifleyeceğini gösteriyor.
Fiyat artışlarının ilk nedeni olan enerji fiyatları şimdi keskin biçimde düşmüş durumda ve bunun da gecikme olsa da, nihayetinde tüketicilere yansıması bekleniyor.
